‘Bu şehr-i Sitanbul ki bi misl ü behâdır / Bir sengine yek pâre Acem mülkü fedâdır.’diyor Nedim şiirinde. İstanbul tüm kaotikliğinin yanında, efsanelere konu olacak kadar çekici bir şehir. Her sokağında ayrı bir ruh, her köşesinde ayrı bir dokunuş bulabiliyorsunuz. Dil, din, renk, ırk tanımlamadan tüm farklılığı kendi portalında eriten ve adeta ‘Dünyalı bir İstanbul’ oluşturan mucize bir şehir. Uğruna ne savaşlar, ne insanlar feda olmuş bu güzide şehre. Burayı kazanmak ayrı bir prestij meselesi olmuş tarihte, hatta yüzyıllar ötesinde Efendimiz (s.a.v) tarafından müjdelenmiş komutanı.

Her ilçesinin, her sokağının ayrı bir şarkısı var İstanbul’un. Taksim’de kendinizi hafif Frenkli gibi hissederken, Üsküdar’da tam bir Şarklı gibi hissedebiliyorsunuz mesela. Her caddesinde ayrı bir ritme, her semtinde ayrı bir şiire konu olabiliyorsunuz. Garip bir şekilde her semtte o semti yansıtan bir mekanına rastlamak da dudaklarınızda hoş bir tebessüme bu yol açabiliyor.

1. Taksim-Pera

Hayatın bazı kırılma noktaları var. Kendinizi tanıdığınız zannettiğiniz anlarda aynada bir yabancıya rastlamak gibi…Ya da ön yargılarınızın ufak putlarınız haline geldiğini fark ettiğiniz anlar gibi… Putları yıkmak için bir güç istediğinizde, Allah bir şekilde size yardımcı oluyor. Bir bakmışsınız ki Hz. İbrahim gücünü bulmuşsunuz. Sonra ortada ne put kalıyor ne de ön yargı. Kendimi asıl bulduğum dönemde Allah, putlarımı yerle bir ederken keşfettim Taksimi. Küçüklüğümden beri nedenini bir türlü anlamadığım bir şekilde korkuturdu beni. Oraya gitmek teklif edildiğinde bile açıkça dile getirmesem de bir ürperti sarardı bedenimi. Keşif sürecine girdiğimde ise sokaklarında kendimi bulmakla geçti günlerim. Aslında ne kadar sevdiğimi fark ettim sonra. Orada yürürken ne kadar özgür hissettiğimi falan. ‘Herkes bakar ama görmek farklıdır.’ derken kendi içimdeki ön yargımı yenmemi sağladı Taksim. Kendine has butik cafeleri, kendi kültürel kimliği ile kesinlikle çok farklı hissettiriyor.

2. Karaköy

Ben tam bir Anadolu yakalıydım ta ki gerçek manada Karaköy’ü keşfedene kadar. Tabii Karaköy’ü keşfedene kadar, kendimi keşfetmem lazımmış meğerse.

Karaköy’ü en güzel yansıtan mekanlardan biri Books & Coffee mesela. Beni kendisine çeken müthiş mekanlardan biri. Vintage havası; ders çalışmak, yazı yazmak veya kitap okumak için harika olabilir. Ancak sohbet mekanı ararsanız doğru yerde olmayabilirsiniz. Ya da ben böyle de düşünüyor da olabilirim, yanılma payı kişiden kişiye göre değişebiliyor. Ben genelde yazı yazmak için kullanıyorum bu mekanı. Harika kahveleri var ve müthiş bir müzik zevkine sahipler. Karaköy’ün ruhunu hissetmek için mekana bir uğrayın derim.

3. Beşiktaş-Akaretler

Pizza Local, B-Blok ya da Lokmata Akaretler benim için üçü. Güzel pizza, üstüne Lokmata uğramak ya da midemi harika B-Blok brownisiyle şenlendirmek istediğimde düşüyor yolum Akaretler’e. Beni sadece yemeği çağırmıyor tabii ki. Akaretlerin’de ayrı bir ruhu olduğuna inanıyorum. Tıpkı Karaköy ya da Taksim gibi. Vapurdan sonra o küçük yokuşunu çıkmak, çıkarken bir fotoğraf çekmek ve sonrasında yemek-kahve-tatlı üçlüsüne kavuşmayı çok seviyorum. Hareketli yapısı da beni çekiyor olabilir tabii. Kesinlikle yalnızlığı hissetmek istediğinizde gidebileceğiniz bir yer değil Akaretler. Ama biraz açılayım, kafam dağılsın derseniz ve lezzetli yemek-tatlı keyfi yapmak isterseniz yolunuz düşebilir. Benden söylemesi 🙂

4. Kadıköy

Hayatının 17 yılı Kadıköy’de geçen ve doğma büyüme bir Kadıköylü olan ben için orada mekan ayırma noktasında hep tıkanıyorum. Kaotik yapısı sizi içine çeken Kadıköy efsanevi bir filme konu olacak kadar büyülü bir ilçe. Cemal Süreya sokağı, Moda Aile Çay bahçesi, Çikolata dükkanı ve Kibrit Kutusu güzel vakit geçirebileceğiniz mekanlar. Ama bence Kadıköy’ü anlamak için yeni bir dil oluşturmalısınız ya da onun sesine kulak vermelisiniz. Bunu en güzel duyabileceğiniz sokak ise Akveren Şifahane’den Akmara giden o sokak. Orada cafe öneremem, çünkü bana hitap etmiyor. Ancak orada mekan önerecek olursam hayatımın neredeyse tamamını geçirdiğim, onlu on birli yaşlardan itibaren sahaflarında kitap takasıyla büyüdüğüm Akmar’ı önerebilirim. Kitabınızı aldıktan sonra okumak için her mekan sizin. 🙂

Paylaş:

Kahveli Şekerli

administrator

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir