Gazeteci Furkan Yürük, aynı zamanda sosyal medyada içerik üreticisi… Özellikle Instagram merkezli olarak ürettiği içerikler, diğer sosyal medya içerik üreticilerinin ürettiği reelslara göre farklı bir şiirselliğe sahip. Sosyal medyada denk geldiğim reelslarını oluştururken nelerden ilham aldığını merak edip röportaj yapma talebini ilettim. Kırmadığı ve röportaj teklifimi kabul ettiği için tekrar teşekkür ederim…

  • Bize kendinizi tanıtabilir misiniz?

Ben Furkan Yürük, 27 yaşındayım. İstanbul’da yaşıyorum. Hacettepe Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü mezunuyum. Dijital medyada seyahat, kültür sanat, dış politika gibi konularda video içerik üreticiliği yapıyorum. Mesleğim dışındaki zamanımın da büyük çoğunluğunu yaşadığım şehri keşfetmek ve hissetmeye ayırıyorum. Gezmeyi, mekan değiştirmeyi seven, sabit kalmaktan hoşlanmayan birisiyim. Geçmişimde bir on yıl kadar buz hokeyi ile ilgilendim.

  • Sosyal medyayı özellikle Instagram reels kısmını yoğun olarak kullanıyorsunuz, sizce herkesin kendine ait bir platformdan diğer insanlara ulaşabiliyor olması modern insanın dünyaya bakışını nasıl etkiliyor?

Sosyal medyayı günümüz modern insanının ‘Ben de buradayım’ deme aracı olarak görüyorum. Varlığını, sahip olduklarını, fikirlerini, emek verdiklerini diğer insanlara bildirme arzusu temelinde gerçekleştiğine inanıyorum bu sürecin. Sosyal medya platformlarını kullanan neredeyse herkesin içeriğin hem üreticisi hem de tüketicisi olması bu platformlardaki etkileşimi artırırken, kullanıcıların kendilerini dış dünyada olduklarından daha özgür bulduklarını görüyoruz. Dijital dünyadaki bu yapay özgürlük modern insanın dünyaya bakışında da bazı değişiklere yol açıyor. Elde etmek istediklerine daha kolay yoldan ulaşabileceği düşüncesinin hakim olduğu bir sosyal medya nesli ile karşı karşıya kalıyoruz.

  • Gezmeyi seviyorsunuz ve özellikle gezdiğiniz yerlerle alakalı içerikler paylaşmayı seviyorsunuz bu minvalde bir soru soracak olsam İstanbul’a ilk kez gelen bir kişiye bir gezi rotası çizecek olsanız mutlaka görmesini istediğiniz yerler nereler olurdu?

Tabii ki İstanbul gibi bir şehirde gezilmesi gereken yerler saymakla bitmez, ama bu soruyu ilk kez gelen biri adına sorduğunuz için cevap vermek biraz daha kolaylaşıyor. İstanbul’a daha önce hiç gelmemiş bir insanın eski İstanbul’u yani Sur içini kesinlikle ziyaret etmesi gerekir. Başkentliğini yaptığı Osmanlı ve Bizans İmparatorluklarının izlerini en çok burada görebilir. Beyazıt ile Eminönü arasındaki tramvay yolu ve Süleymaniye bölgesi en zengin bölgeler olmakla beraber vakit genişliğine göre rota daha da genişletilebilir. Onun dışında İstiklal Caddesi ve Galata Bölgesi başta olmak üzere Beyoğlu ilçesinde de uğranması gereken bir çok mekan mevcut. Bu rota İstanbul’a ilk defa gelen herkes için çizilmesi gereken öncelikli rota olmakla beraber biraz daha detaya inerek nerede ne yapılır tavsiyeleri vermek isterim. Şehrin tadına varmak isteyen gezgin, Kapalı Çarşı’da alışveriş yapmalı, Çamlıca Kulesi’nden şehrin dört bir yanını seyretmeli, Vefa’da bir boza içmeli, vapurda martılara simit atmalı, Balat’ın renkli sokaklarını dolaşmalı. Bunun gibi şeylerin İstanbul’u İstanbul yaptığını düşünüyorum.

  •  İstanbul’da gitmeyi en sevdiğiniz festival hangisi?

Beyoğlu Kültür Yolu Festivali çok yönlü ve kapsamlı olması nedeniyle en sevdiğim festival diyebilirim. İçerisinde konserden tiyatroya, resimden gastronomiye birçok kültürel alanı barındırdığı için benim favorim. Ayrıca diğer festivallerden farklı olarak Beyoğlu ilçesinin birçok tarihi bölgesine yayılmış geniş bir alanda faaliyet gösteriyor. Bir kahve tutkunu olarak onun dışında İstanbul Kahve Festivalini de favorilerimden biri sayabilirim. Biraz içeriğinden bahsedecek olursam çok farklı kahveleri deneme fırsatı yakalayıp, konserlerle birlikte keyifli bir vakit geçirebileceğiniz bir atmosfere sahip.

  • Şehirlerin, mekanların ruhları vardır ve insanlar genelde kendi ruhlarından bir aşina gördükleri yerleri benimserler, severler ve yakınlık kurarlar. Bu yakınlığa istinaden çevrenizden bir dış göz sizi bir şehirle ya da bir mekanla tanımlamak istese bu neresi olurdu?

Gördüğüm, yaşadığım şehirleri göz önünde bulundurduğum zaman kendime en yakın şehir olarak Budapeşte’yi görürüm sanırım. Hayran olduğum bir şehir olmasının yanı sıra kendimle yakınlık kurmama neden olan en belirgin özelliği şehrin Buda ve Peşte olmak üzere iki farklı tarafı olması. Sükunetin, huzurun ve doğayla iç içe oluşun hakim olduğu Buda ve hareketin, canlılığın ve eğlencenin hakim olduğu Peşte… Bu ikililiğin benim karakterimi yansıttığını düşünüyorum. Sabit olmaktan hoşlanmayan biri olduğumu söylemiştim ve aslında olamayan da biriyim. Bir ikizler burcu olarak iki farklı ruh halimin olması beni Budapeşte’ye benzetiyor.

  • Hayatınızı değiştiren etkileyen bir kitap var mı?

Hayatımı değiştiren değil ama etkileyen kitaplar tabii ki var. Bir Ömür Nasıl Yaşanır, Beyaz Gemi ve Sefiller beni çok etkileyen kitaplar olmuştur. Hepsinin etkilediği noktalar farklı olsa da ortak bir paydada buluşuyorlar yine de.

  • Neden gazetecilik mesleğini seçtiniz?

Yaşadığımı veya tanık olduğumu anlatmayı seviyorum sanırım. İnsanların hikayelerine merak duyuyorum. Edindiğim yeni bir bilgiyi, gezdiğim yeni bir mekanı çevremdekilere anlatmadan rahat edemiyorum. Bunu da bir meslek edinmeyi seçtim. Gazetecilik zaten yaratılmış bir hikayeyi veya var olan bir bilgiyi izleyiciye veya takipçiye aktarmak mesleği iken ben kendimden de katarak bu meslekte yeni hikayeler yaratmak istiyorum.

  • Hikayesi olanların ve o hikayeyi anlatmayı sevenlerin mesleği gazetecilik… Baktığımızda insan bir hikayeden oluşuyor. Tüm kutsal kitaplarda hep olaylar hep bir hikaye şeklinde anlatılıyor. İnsana duygularıyla ulaşmanın yolu da hikayeleştirmek. Tam da bu düşünceyle yola çıkarsak, hikaye anlatmak ve aslında hikayeyi keşfetmek bir gazeteci tutkusu denilebilir mi?

Kesinlikle. Bir gazetecinin ilk amacı ilgi çekici bir hikaye bulmaktır. Hatta en zor kısmı da bu olabilir. Daha sonra bu hikayeyi nasıl, hangi yöntemlerle anlatacağına karar vermelidir ve bu kısımda yaratıcılık devreye girer. Söylediğiniz gibi gazeteciliğin temelinde hikaye vardır. Bizler de kimi zaman insanlara duygularıyla ulaşmak, kimi zaman da gerçekleri anlatmak için hikayeleri kullanırız.

Paylaş:

Kahveli Şekerli

administrator