Çocukluğumdan bu yana, moduma göre birbirinden çok bağımsız farklı türlerde tüm müzikleri dinlerim. Özellikle şu müzik tarzını çok seviyorum diyemem. Ama sanırım en mesafeli olduğum; pop müzik. Rap, caz, yumuşak rock, alternatif, country, türkü hemen hemen her müzik tarzını çok severim. Müziği çok sevmemden kaynaklı iyi bir müzik kulağım olduğunu da düşünüyorum. Üniversitede okurken arkadaşlarım hep playlistimden şarkı keşfederlerdi.

Bu içeriği paylaşmayı ise hep çok istedim, hatta yaklaşık bir yıldır kafamda kurguladığım bile söylenebilir. Geçen yıl bir benzerini Linkedin’de de paylaşmıştım, orada da çok sevilmişti. Hazır bugün tatilin son günüyken, yarın mesai başlıyorken bugün bu yazıyı tekrar yazmak istedim. Ben çalışırken, yaptığım işin önüne geçmeyecek soft müzikler dinlemeyi çok seviyorum. Özellikle yazı yazarken mutlaka fonda bir şeyler çalar. Sizin için birkaçını bir araya getirdim. Şimdiden keyifli dinlemeler…

Grinko genelde hüzünlü bir müziğin sahibi olarak bilinir. Ben sıkı takipçisiyim son beş altı yıldır. Tıpkı Mark Eliyahu gibi yeni bir parça çıkardığında mutlaka playlistime eklerim. Bu parçada da hafif bir hüzün olsa da, yine de severek dinliyorum.

Youtube’daki bu tarz birleştirilmiş uzun videolar inanılmaz kullanışlı. Özellikle şarkı bittiğinde sürekli müdahalede bulunmak istemiyorsanız sizin için biçilmiş kaftan olabilir. Böylelikle yaptığınız işe daha rahat adapte olabiliyorsunuz. Caz benim bir süredir sürekli dinlediğim bir müzik tarzı. Özellikle soft haline bayılıyorum. Belki siz de seversiniz.

Strauss, en sevdiğim klasik müzik sanatçısı. Yıllardır klasik müzik dinlemek istediğimde direkt Strauss açarım. Kendisi Avusturyalı bir sanatçı ve yaklaşık yüzyılı aşan bir süre öncesinde hayata veda etmiş. Yüksek volümlü yazılar yazmak istediğimde ya da daha az odaklanmam gereken bir iş yaptığımda dinliyorum genelde. Çalışırken dinlemek için biraz hakaretli olsa da dediğim gibi az odaklanmam gereken bir iş yaparken fena gitmiyor. Özellikle filtre kahve ve bir elma dilimiyle dinlemesi harika olabiliyor.

Kaan Boşnak, bu müzik tarzında dinlemeyi en sevdiğim Türk olabilir. Aynı zamanda Baba Zula, İkiye On Kala, Adamlar da bu tarzda sevdiğim diğer Türk gruplar. Şarkları hep yumuşak tarzda olduğundan, çalışırken rahatlıkla dinleyebiliyorsunuz.

Ah Sarah, benim güzel kızım. Bayılıyorum Sarah’a, hatta bu müzik tarzında en sevdiğim isim. Senelerdir her şarkısı müzik listemde yer alır. O kadar çok seviyorum ki sesini, müziğini haliyle çalışırken dinlemek inanılmaz keyif veriyor. Üniversitenin son yılında tez yazarken sürekli dinlerdim. Hatta tezimi Sarah’a da ithaf etsem mi diye düşünmedim değil. 🙁 Tıpkı Sarah gibi Sara Lov’a da ayrı bayılıyorum. Tarzları birbirine yakın gibi. Dinlemek isterseniz Sara Lov’un müziği de harika.

Aşırı adapte olmam gereken bir yazı yazıyorken, bir şeyler çizerken, sunum hazırlarken, meditasyon yaparken dinlediğim tek müzik olabilir. Müthiş rahatlatıcı ve keyifli bir parça. Dinlerken dünyanın tüm yükünden sıyrıldığınızı hissedebiliyorsunuz. Yalnız kontrolü her an elinizde tutmanız da gerekebilir, çünkü dinlerken bilinçaltınız sizi bir anda yemyeşil bir ormanda yürüyormuş gibi hissettirebilir.:(

Iyeoka Okawa’nın hangi şarkısını tavsiye edeceğimi bilemedim. Çünkü hepsi ayrı güzel. Özellikle gırtlağı inanılmaz iyi. Ben de şarkılarının keşfini size bıraktım. Bence hangisini seveceğinize siz karar verin…

Paylaş:

Kahveli Şekerli

administrator