“You can’t buy happiness, but you can go to Vegas and that’s kind of the same thing.”

Ah Vegas… Vegas’ta olan Vegas’ta kalır derler. Kusura bakmasınlar bahsetmeden edemeyeceğim. Benim Vegas gezim sadece 10 saatlikti. Aktarmalı uçuşla San Francisco’dan Minneapolis’e dönerken Vegas’ta 10 saatlik bir bekleme sürem olduğunu gördüğümde biraz hayal kırıklığı yaşadım. Çünkü uçuşum Los Angeles aktarmalı sanıyordum ve tüm planımı ona göre yapmıştım! Son anda fark ettiğim detayla birlikte Vegas’ı araştırmaya başladım. Kafama yatan iki yer vardı Red Rock Canyon ve Strip caddesi. Kanyon için araba kiralamam gerektiğinden o seçeneği elemek zorunda kaldım.

Uçaktan indiğinizde sizi oyun makineleri karşılıyor. Herkes deli gibi oyun oynuyor. Ben oynamadım tabi ki! Bir kere başına oturursam kalkamayacağımı biliyorum çünkü 🙂

Strip caddesi havaalanına oldukça yakındı. Uber’le 10 dk gibi bir sürede ulaşabiliyordunuz.

Elbette memnuniyetsiz ben “Caddeyi gezmem bir saat, geri kalan zamanda ne yapacağım?” diyerek söylenmeye başlamıştım bile. Öyle olmadı!

Caddenin girişinde sizi meşhur Las Vegas tabelası karşılıyor. Önünde Elvis kostümlü bir adam “Elvis’le fotoğraf çektirmek ister misin?” diye sorduğunda ben hayır cevabını verdim, üzgünüm. Tabelanın önünde fotoğraf çektirmek için uzun bir kuyruk var. Nasılsa vaktim bol diyerek o kuyrukta bekleyip fotoğrafımı çekindim. Pişman değilim, sırada beklerken farklı ülkelerden insanlarla tanıştım.

Tabelada fotoğrafımızı çekindikten sonra yukarılara doğru yürümeye başlıyoruz. Başlarda bir şey göremiyorsunuz, düz cadde. Biraz ilerleyince büyük lüks oteller sizi karşılıyor.

Hepsini gezmeniz gerek! Bir tane bile atlamamalısınız! Bir otelde bir saatten fazla vakit harcıyorsunuz. Üç saatin sonunda elimde bir tabela önü fotoğrafı ve iki otel gezisi vardı!

Oteller fazlasıyla görkemli. Ben onlara otel değil müze demeyi tercih ediyorum. Her otelin içinde büyük casinolar var. Gerçekten farklı bir dünya. Casino alanları ışıl ışıl. Evet bu ışıltılı hayatı onlar seçmişler 🙂

 

Vegas tam anlamıyla keyfine düşkün adamların şehri. Kargaşadan, koşturmacadan uzak. İnsanlar rahat. Türkiye’de sürekli “İzmir’in insanı rahat, İstanbul’lular hep bir koşturmaca içinde” diyorlar ya buradakileri görseniz İzmir’dekilere rahat demezsiniz 🙂

 

“Sen turistsin sana öyle gelmiş” diyebilirsiniz ama aynı turist kız San Francisco’da böyle bir gözlemde bulunamadı maalesef. O yüzden bunun turistlikle ya da misafirlikle bir alakası olduğunu düşünmüyorum, şahsi 🙂

Kim demiş özgürlük anıtı New York’ta diye? Vegas’ta da var, gözlerimle gördüm 🙂 Hatta sadece özgürlük anıtı değil eyfel kulesi de var, buyrun kanıtı!

Tüm cadde boyunca hiçbir şey yapmadan yürüseniz bile asla bir saatte bitiremezsiniz. Öylesine büyüleyici ki baktıkça bakasınız geliyor.

 

Uslu bir çocuk olursanız piramitleri de grebiliyorsunuz 🙂

 

Açıkçası burada ne yenir, ne içilir bilmiyorum araştırmadım. Zaten yemek yemek aklıma gelmedi 🙂 Ama Hershey Chocolate World’e tesadüfen(!) girince şöyle bir şey aldım. İçindekini dondurma zannediyordum peynir çıktı. Hani ilk duyunca bir “hıı peynir diyorsun” oldum ama tadı çok güzel, tavsiye ederim. Ayrıca oradan sadece bunu alıp çıktığım için kendimi takdir ediyorum, iradeli insanmışım.

 

Ayrıca caddede bitmek bilmeyen bir havuz gösterisi var. Havuz gösterisi diyorum çünkü başka türlü nasıl anlatılır bilmiyorum 🙂 Fıskiyelerin müzikle dans ettiğine yemin edebilirim, hatta ıspatlarım da 🙂 Abartısız bir saat onu izledim. Sadece ben değil, benim gibi Vegas’a gezmeye gelmiş herkes durup izledi. Tüm gün sürdü tabi arada boşluklar oldu 🙂

Ayrıca Aralık ayının sonunda cadde boyunca sizi oyun oynamaya davet eden bikinili kızlar (evet Vegas aralık ayında yanıyordu) görürseniz kabul edip etmemek size kalmış. Sonuçta Vegas günahlar şehri, tadını çıkarmak gerek. Ben vaktim olmadığından oyunlara dahil olamadım. Ama Vegas’tan ayrılırken “Sana tekrar geleceğim Vegas, ve bu sefer birkaç günlük olacak” diye Vegas’a söz verdim. Çünkü biliyorum ki Vegas da beni sevdi 🙂

Peki tüm bunlara rağmen Vegas’ta yaşamak ister miyim? Hayır. Bazı şeyler kısa olunca güzel. Ömür boyu burada yaşarsam benim için özel olmaz, aynı tadı vermez. Tabi karar size kalmış 🙂

 

Yazı: Burcu Yeşilyurt

 

Paylaş:

Kahveli Şekerli

administrator