Önsöz: ‘Bedeli ne olursa olsun Müslümanca yaşamanın haysiyetine talibiz.’ diyor şair İsmet Özel.

Derin bir imtihandan geçiyoruz dostlar, sadece biz değil koca dünya derin bir imtihandan geçiyor. Bu süreçten sadece Allah’tan bize yardım etmesini dileyerek kurtulabiliriz.

Bakın bilim çaresiz, o çok güvendiğimiz teknoloji çaresiz. Daha önce hiç karşılaşmadığımız bir salgınla mücadele etmeye çalışıyoruz. Hepimiz evde birer mülteci gibiyiz. Dünya intikam mı alıyor bilinmez, ama Allah’ın bizim yola gelmemiz için imtihan yolladığı çok belli.

Müslümanız elhamdülillah. Ama kalben, ruhen ve dille söylediğimize rağmen dünyalık tüm eylemlerimiz de müslümanca mı?

‘Komşusu açken tok yatan bizden değildir.’ diyor Alemlerin Efendisi (S.a.v). Mesela komşumuz açken uyuduğumuz gecelerin yüzünden bunları yaşıyor olabilir miyiz? Doğu Türkistan kanayan yaramız. Kaçımız oradaki zulme ses çıkarabildi. Kaçımız orada yaşananlara dur diyebildi.

Atam Bilge Kağan yüzyıllar öncesinde biz torunlarına Çinliler için yaptığı uyarıları dikkate almadık. Aynı Çinlilerin soydaşlarımıza yaptığı zulme sessiz kaldık. Son model arabalarımızı çevremizdekilere bir statü farkı gibi pazarladık. Tüketimin dibine vurduk. ‘İnsan’ hissetmeye dair her şeyi unuttuk.

*

Geçenlerde bir sosyal medya platformunda gördüm başlıktaki ayeti. ‘Ey iman edenler… iman edin.! Normalde belli aralıklarla meal okumaya çalışan biriyim. Ve nasıl böyle bir ayeti fark etmedim diye düşündüm durdum. Nasip bugüneymiş. Zaten dünya dediğin tamamen nasip ve çizgisi sınırında değil mi? Beni çok etkiledi, sarstı. Yaşadığımız günlerin sarsıcılığı kadar en az. Ettiğiniz imanı tazeleyin, imanınızı gözden geçirin sorgulayın. Aslında ayet bunla sınırlı değil.

‘Ey iman edenler! Allah’a, peygamberine, peygamberine indirdiği kitaba ve daha önce indirdiği kitaba iman edin. Allah’ı, meleklerini, kitaplarını, peygamberlerini ve âhiret gününü inkâr eden kimse iyice sapıtmıştır.’

Nice insanlar gördü şu dünya. Nice acılar, nice mutluluklar. Kendi hayatımızı koca bir dünya olarak gördüğümüz için diğerlerin, ötelerin yaşadığı acıları fark etmiyoruz, dile getirmiyoruz, kötü bir tabirle sallamıyoruz. Oysa biz müslümanız, bu dünyaya Allah’a kulluk için gelmedik mi?

Hakikatte gerçek bir müslüman olabilmek için yapmamız gerekenler belli değil mi? Alemlerin Efendisi (S.a.v.) bize nasıl yaşayacağımıza örnek olsun diye gönderilmedi mi?

Dücane Cündioğlu’nun çok sevdiğim bir sözü var: ‘Farkında mısın, zaman geçiyor, sen geçiyorsun, hakikat geçiyor.’

Biz geçenlerden olmayız inşallah. Dünyayı daha yaşanabilir kılmak elimizde. Kendi sorguma dahil ettiğim satırları sizle de paylaşmak istedim. Sitenin amacı biraz da farkındalık oluşturmaya çalışmak. Benim kendimce elimden gelen bu. Hoşça bakın zatınıza…

Paylaş:

Kahveli Şekerli

administrator