Bazı anlar vardır dünyaya inanmakta zorlandığınız, bazı günler vardır diğer günlerin tekrarı. Hayat bazı anlarda sizin için sıradanlaşır. Bir mucize beklersiniz sürekli, ancak yaşamınızın size bir mucize olduğunu fark etmezsiniz bile. Bir gün iş çıkışı hayatla aramdaki bağ sıradanlaştığında, ismini sadece sosyal medyadan duyduğum bir yazarın hayatımdaki değişimde katkısının olacağını bilemezdim. Rutin iş çıkışı D&R ziyaretlerimden birindeydim ve bana en iyi gelen şeylerden birini yapıyordum: Kitapları ziyaret.

Kafamı çevirdiğimde “Kalbin Temizse Hikâyen Mutlu Sonla Biter” kitabını fark ettim. Ayaküstü belki de bir on dakika, kitaptan pasajlar okumaya başladım. Satın aldıktan sonra tam üç kez okudum. Hep aynı heyecanla. Çevremde kitap tavsiyesi isteyen herkese tavsiye etmeye başladım. Sonrasında “Ben Ney’im” ve şimdi “Hiçbir Karşılaşma Tesadüf Değildir”i aynı heyecanla okudum ve bitirdim. Beni bu denli etkileyen kitapların yazarı Hakan Mengüç’le röportaj yapmayı çok istedim. Sayın Hakan Mengüç bu isteğimi kırmadı ve sorularımı yanıtladı.

  • Hayat hikâyenizi çoğu kez anlattınız birçok platformda, peki birkaç kelimeyle Hakan Mengüç kimdir?

Kendimi bulmaya çalışan, geliştirmeye çalışan bir bireyim. Hala ilk günkü gibi öğrenmeye, gelişmeye ve yeni deneyimler yaşamaya meraklıyım. Hayattan öğrendiklerimi bazen yazarak, bazen müziğimle bazen de konuşmalarımla aktarıyorum.

  • Acılar belli dönüşüm hikayeleri doğurur, siz kitaplarınızın çoğu kısmında yaşadığımız hiçbir şeyin boşuna olmadığının özellikle altını çiziyorsunuz. Gerçekten acıları dönüştürebilir miyiz?

Acılar olmasa, zorluklar yaşanmasa gelişemezdik. Bizim en büyük problemimiz problemleri problem olarak görmek. Problemler gelişimimiz için bir armağandır. Tabii bazı acılar çok zordur ve atlatması uzun sürebilir ama ne yaşarsak yaşayalım bizden daha zorunu yaşamış ve bunu atlatmış insanlar var. Onların hikayelerinden ilham alabiliriz. Hayat her şeye rağmen devam ediyor. Acıların içindeki hediyeleri görmeyi öğrenmeliyiz.

  • Biliyorsunuz ki, arabesk bir kültürün içindeyiz ve çağımızın vebası özellikle gençlerde umutsuzluk. Kitaplarınızla umutsuz insanlara yön veriyorsunuz, bir nevi ellerinden tutuyorsunuz. Peki, siz umudunuzu nasıl hep böyle güçlü tutuyorsunuz?

Hayat insana daima ikinci bir şans verir, adına da “yarın” denir. Her yeni gün bir umut demek. Her zaman hatırlatırım, umudunu kaybeden insanın daha kaybedeceği bir şeyi kalmamıştır. Bazen umut karşımıza kendiliğinden çıkar bazen de onu aramamız gerekir. Her zaman umut vardır, onu aramaktan vazgeçmemeliyiz. Ben bunu yapıyorum.

  • Yazmak sizin için okurlarınıza ulaşmak için bir araç mı? Ya da yazmazsam yaşayamayanlardanım diyenlerden misiniz?

Evet yazmak okurlarıma ulaşmak için bir araç. Bir kitap çıkarmak arzusu ile kitap yazmıyorum. İnsanlara faydalı olmak arzusu ile kitap yazıyorum. Her satır her cümlede, “Bu insanların karanlıklarına ışık olur mu? Bu insanlara umut verir mi, fayda sağlar mı?” diye düşünerek kitap yazıyorum.

  • Dünyada ve Türkiye’de birçok seminerler veriyorsunuz, kitaplar yazıyorsunuz, okurlarınızla sürekli buluşuyorsunuz, bu tempoyla nasıl başa çıkıyorsunuz?

Sevdiğim işi yapıyorum ve insanların gözlerindeki ışık, bana gülümsemeleri, onlara faydalı olduğumu söylemeleri bütün yorgunluğumu alıyor.

  • Kitaplarınızda sufizm ve tasavvuftan bahsediyorsunuz sürekli. Sizin hayatınızdaki dönüşüm hikâyesinde tasavvufun rolü nedir?

Küçük yaşlarda ney üflemeye başlamam beni sufi felsefesi ile tanıştırdı. Sufi felsefesi bana her zaman umut verdi ve yaşam tarzım oldu. O yüzden hayatımdaki rolü çok büyüktür.

  • Birçok insan için Hakan Mengüç eşittir ney. Neyin yoldaşlığından öğrendiğiniz en önemli sır nedir?

Ney sabır işidir, ney enstrümanına ne kadar emek verirsen o da sana karşılığını o kadar verir. Aynı hayat gibi. Ney hem sakindir, hem de canlı, hem hüzünlüdür, hem neşeli. Aynı hayat gibi. Boş faydasız bir kamış bir takım acılı işlemlerden geçer ve kalplere ulaşan bir sese, enstrümana yani neye dönüşür. İnsan da okudukça, deneyimledikçe ve acılardan geçtikçe olgunlaşır ve bilgeleşir. Aynı ney gibi. Ney bana her zaman hayatı nasıl yaşamam gerektiğini öğretir.

  • Kişisel gelişim kitaplarının çoğunda mutlu hayata ulaşmanın ve mutlu olmanın yolları anlatılır. Ama siz kitaplarınızda; hayatın inişli çıkışlı olduğunu, mutluluk kadar hüznün de var olduğunu, yaşadıklarımızın aslında bizleri dönüştürdüğünü, değiştirdiğini ve geliştirdiğini söylüyorsunuz. Hayatın bir bütün olarak ele alınması gerektiğini ve her acının sonunda geçeceğini belirtiyorsunuz okurlarınıza. Bu bağlamda okurlarınıza, hayatlarındaki zorluklarını yönetebilmek için vermek istediğiniz tavsiyeler var mı?

Hayatı güzel kılan belirsizliğidir. Belirsizlik bazen korkutur bizi bazen heyecanlandırır. Bazen üzer, bazen mutlu eder. Ama hayattaki her şey zıttı ile vardır.

Zıtlıklar olmayınca dünya da var olamaz. Cahil de olmalı, âlim de. Âlim cahilin işini yapamaz, cahil âlimin. Sıcağın görevi başkadır, soğuğun görevi başkadır. İkisi de birbirinin yerini tutamaz. Aynı gece ve gündüzün birbirinin yerini tutamayacağı gibi.

Bir bilgenin dediği gibi: Zıtlıkları kabul et ve nerede duracağını seç. Tek kanatla uçulmaz. Uçmak için iki kanadın olması gerekir. Zıtlıklar da böyledir, bize farklı görünürler ama yine onlardır bizi yükselten.

  • Bu yoğunluğunuz arasında röportaj teklifimi kabul ettiğiniz için tekrar teşekkür ederim. 

Rica ederim ne demek. Faydası olduysa ne mutlu bana 🙂

Paylaş:

Kahveli Şekerli

administrator